İsa Nasıra'da halka öğretti
Halka öğretti, halka öğretti
Hep bize hep bize dememek gerek
Dememek gerek, dememek gerek
Nasıralılara bunu anlattı
Bunu anlattı, bunu anlattı
Böyle bencil bağnaz olmamak gerek
Olmamak gerek, olmamak gerek
İlyas Peygamber'in vaktinde dedi
Vaktinde dedi, vaktinde dedi
Diyarında birçok dullar var idi
Dullar var idi, dullar var idi
İlyas yabancıya yardım eyledi
Yardım eyledi, yardım eyledi
Böyle bencil bağnaz hey dost
Olmamak gerek, olmamak gerek
Olmamak gerek
Elyesâ Peygamber'in zamanında
Zamanında, zamanında
Cüzzamlı çoktu kendi diyarında
Diyarında, diyarında
Hiçbiri bulmadı şifa vatanda
Şifa vatanda, şifa vatanda
Böyle bencil bağnaz olmamak gerek
Olmamak gerek, olmamak gerek
Şifa bulan ise bir yabancıydı
Bir yabancıydı, bir yabancıydı
Naman adında bir Suriyeliydi
Suriyeliydi, Suriyeliydi
Tek şifalanan can bir ecnebiydi ey dost,
Bir ecnebiydi, bir ecnebiydi
Böyle bencil bağnaz hey dost
Olmamak gerek, olmamak gerek,
Olmamak gerek
Bunu duyunca küplere bindiler
Küplere bindiler, küplere bindiler
Hak yabancıları sevmez sandılar
Sevmez sandılar gülüm, sevmez sandılar
Şah İsa'nın sözüne gücendiler, ya dost
Gücendiler, gücendiler
Böyle bencil bağnaz olmamak gerek
Olmamak gerek, olmamak gerek
KERVAN'ım Cenab-ı Hak ayrım etmez
Hak ayrım etmez canlar, Hak ayrım etmez
Hiçbir halkı elin tersiyle itmez canım;
Tersiyle itmez, tersiyle itmez
Kimseyi elinin üstünde tutmaz, ey dost
Üstünde tutmaz canlar, üstünde tutmaz
Böyle bencil bağnaz hey dost
Olmamak gerek, olmamak gerek
Olmamak gerek